İstanbul

Oruç, namaz, zikir ve bütün ibadetler Allah dostunun fıtratı olur, yaratılışının öz mayası olur. Hem de eti ve kanı ile karışmış olarak. Daha sonra da Aziz ve Celil olan Allah tarafından bir koruma, bir muhafaza gelir. Hem de bütün hallerde olmak üzere. Hüküm bağı onu bir an bile korumasız bırakmaz. Hep muhafaza altında tutar. O, daima bir korumanın himayesi altındadır. Onun için hüküm, yani hükm-ü ilahi, adeta bir binek gemisi vazifesi görür. O, bu geminin içine oturmuştur. Gemi ise Rabbinin kudret denizinde seyretmektedir. Ahiret sahiline, lütuf denizi sahiline ve Allah’a yakınlık iline varıncaya kadar da seyreder. Bütün bu seyahat esnasında Allah dostu bazı kere halk ile beraberdir. Fakat çok kereler ise Hâlık ile yani Allah ile beraberdir. Meşgalesi ve yorgunluğu halk ile beraber olduğu zamanlardır. Rahatı ise Hâlık ile beraber bulunduğu zamanlardır.

Kaynak: Fethu’r-Rabbânî / Abdülkadir Geylani (ks)